27 Mart 2016 Pazar

Güçlü olmak zorunda olmak



Ben aslında güçlü bir insan değilim, hatta tam tersine o kadar kırılgan ve alınganım ki! Ama isini gücünü üstlenmeyen, sorumsuz, rahatına düşkün insanlar arasında kendime ait olan olmayan bir yığın işin altından kalktığım (zorunda bırakıldığım) için sanırım güçlü bir şahsiyet olarak görünüyorum. Oysaki ben kendimi bu sebeplerden dolayı güçlü değil salak enayi vb şekillerde görüyorum .

O kadar saçma salak işleri yüklenmeyip keşke bloguma yazı yazabilecek, kitap okuyabilecek vakitlerim olsaydı. Zaten dün saatler ileri alınınca kocaaaaa 1 saat heba oldu, ona bile yanıyorum. İyi değilim anacım byeee!



Posted via Blogaway


11 Mayıs 2015 Pazartesi

Bir Durum Değerlendirmesi :S



Bu sene yaz cismen de ruhen de gelmek bilmedi. Mart ayı genel olarak kazma kürek yaktırır tabi de bu sefer ki başkaydı, zira Nisan ayında kar yağdığını da görmüş olduk. Şunun şurasında bikaç gündür hava nispeten daha sıcak. Büyük konuşmak istemem ama bu kış zor geçti bizim için, buna da hamdolsun diyelim, Rabbim beterinden saklasın. Okan öyle sık hasta oldu ki yeri geldi 3hafta içinde 2 ayrı antibiyotik tedavisi gördü. Evet antibiyotiğe karşıyız ama çaresiz kaldığımız durumlar çok oldu bu kış. Eylülde okula başladığından beri 4 kez antibiyotik tedavisi bi çok kez de orta şiddette viral enfeksiyon geçirdi yavrum. Şimdi iyi olsa bile uykuda bi hırıltı bir horultu var, geniz etinden şüphe ediyoruz ya hadi hayırlısı bakalım :( ben ise önceki postta dediğim gibi iyi kötü bi düzende giden ev sistemini alt üst ettim kısa bi süreliğine çünkü benim sistem çöktü :S Şubat ayında kendimi hamiş sanarkene zamanla dr lara gide gele bişi göremeyince boş gebelik geçirdiğimi öğrenmiş ve ufak bi operasyon ile bu gebeliği sonlandırmamız gerekmişti. Operasyon ile ilgili herşey normal ilerlerken sonrasında aldığım antibiyotik yan etki etti benim ateş 41lere falan vurdu bir ishal bir sıtma derken kana mikrop karışmış dediler yedim bi sürü Serum ile bi torba iğneyi döndüm kevgire. Neyse epey zor atlattım Allahtan annem yanımızdaydı oğluma baktı derken el mecbur kaytaramıyorum, toparlanıp sistemi tekrar ayağa kaldırdım.
Odur budur oğlum kreşe ben işe devam ettik, biraz sallanarak uyuma alışkanlığımıza geri döndük, ben sinir harbi geçirmektense sallamayı seçtim.
Nisan ayında arkadaşlar ile yaptığımız gün sırası bendeydi, çoluk çocuk kudurdular bizde çene çaldık. Eşimin kurum içi eğitimi vesilesi ile 2 yıl ara verilen termal otel seminerine katıldık. Oğluşum öyle güzel yüzdü ki keşke ilk günlerde inseymişiz havuza dedirtti. Kollukları ile bi o yana bu yana gidişi beni öyle şaşırttı ki geçen sene sudan korkan çocuk o diil sanki.
Seminer dönüşü yorgunluk çanta valiz çamaşır vs bi kat daha yorularak ertesi gün işe gittim. Şansımıza hava o haftada bozuk geçti. Bu hafta ise güneş yüzü gören ben daha dinç hissediyorum kendimi. Yorgunum uykusuzum, ev iş eş çocuk kolay değil tabi ama daha umutluyum, bahar galiba sonunda geliyor. Güneş yüzü görmeye çok ihtiyacım var.




23 Mart 2015 Pazartesi

Sistem Çöktü, Reset Atma Çalışmaları Sürüyor ...



Oğlum okula başladığından beri yaşadığım yoğun tempo dolayısı ile blogumu boşlamış olabilirim ama aklımın hep bir köşesindeydi. Hatta son bikaç haftadır aklımda bazı yenilikler yapmak, yeni başlıklar açmak fikirleri vardı ama malesef işler umduğumdan daha zor oldu. Son 1 haftadır resimden de anlaşılacağı üzere evdeki sisteminde de dahil çökmesine sebep oldum blog şöyle dursun. Büyük ihtimalle bu hafta da kendimi toparlamaya çalışacağım. Ama yine blog ile ilgili en azında tema değişikliğini tamamlayabildim.

Biraz kendimi, evdeki sistemi, iş yerimdeki sistemi topladıktan sonra umuyorum tekrar yazılarım devam edecek. Ama malesef şimdilik benden bu kadar. Yine döniciiim anacım bayyyy!!!

8 Eylül 2014 Pazartesi

Şimdi okullu olduk...

1 Eylül itibariyle biz de okullu olduk. İlk hafta hergün 1er saat oyun oynamaya gittik. Oğluşum  oyun, kaydırak vb delisi olduğu için hiç zorluk yaşamadık. Bu hafta ise yarım gün çağırdılar. Bugün kahvaltı yapıp okula gittik. Kaydıraklar ıslaktı içeri girelim dedik direkt ama içeri girmek istemedi. Üst kata sınıfa koşa koşa çıkan bebem bu sefer öğretmeninin kucağında zorla çıktı. Tam çıkarken beni gördü el Salladım keşke görmeseydi anneeeaaa diye ağlamaklı oldu. Biraz asagida bekledim. Öğretmeni herşey yolunda hamur oynuyo siz gidin diyince bende mecbur ayrıldım. Okandan ayrı kaldığım senede 1 elin parmaklarını ancak geçer. Bi tuhaf oldum tabi :( saat 12 de öğle yemeğinden sonra almaya gideceğim, malum bizde yemek konusu biraz sorunlu bakalım nasıl geçecek bu hafta.
12 buçukta oğlumu almaya gittim, Prens tacı yapmışlar öğretmeni ile, kucağıma geldiği gibi başından çıkarıp bana taktı. Öpüştük koklaştık, yaramazlık yapmamış, meyve saati üzüm yemiş ama öğle yemeğinde ekmek kemirmiş ki ben oğlumu bilirim pit kadar koparıp yemistir. Öğretmeni açtır o dedi, eve gelince öyle yorgundu ki süt içip yattı. Nitekim şaşırmamak lazım okan zaten evde bile zor yiyo. Benden başkasından babadan ananeden babaneden nadiren yiyo. İlk günden yemesi büyük olay olurdu. Ama yiğidin hakkını da vereyim evde zor yese de 2 aydır Blender işi rafa kalktı, sebze yemeklerini çatalla ezilmiş olarak yemeye alıştı. Evet zor alıştı ama öyle mutlu etti ki beni, ona ayrı yemek hazırlamaktan kurtuldum. En güzeli de kıymalı yemeklere bu sayede alıştı. Kıyma yoğunluğu şimdilik az tutuyorum ama buna da şükür, sonuç olarak et yememesi derdinden kurtuldum. İnşallah okulda da alışır yer. Yoksa tam gün aç kalması çok sıkıntılı bir durum olur.
Gelelim kreşimize, küçük Şeyler anaokulu gerçekten şu ana kadar bizi çok memnun etti. Diğer okulların aksine Girişi bekleme Bölümü oyun alanı Parkı çok ferah, kalabalık olunca bile sorun olmuyor. Kapıda her daim bir ablamiz çocukları karşılayıp ayakkabı değişimi yapıyo. Okan hatirlatmamiz ve elinden tutup dolabına goturmemiz üzerine gidiyo ama sonra kendi oradaki banka oturup ayakkabı giydirilmesini bekliyo. Sınıfı diğer sınıflara göre küçük ama zaten okulun en küçükleri ve sınıf kapasitesi büyük gruplara göre Az. Yani sığabiliyorlar rahat rahat. Bir Jimnastik Salonları var. Uyku Odası ve yemekhane en üst katta. Kurumsal bir yer olmasına rağmen gayet sevgili sevimli öğretmenler var. Bu yaş için eğitim öğretimden ziyade sevgi de şart. Küçük grupların yemek odası ayrı. Sandalyeler bu odada ahşap değil plastik. Dış kapı girişinde, sınıfında ve revirde kendine ait çekmeceleri var. Bez yedek kıyafet okul Ayakkabısı vs götürüp bıraktık. Sınıfı 10 kişilik ve bir sınıf öğretmeni bir de yardımcı öğretmenleri var. Oryantasyon süreci sanıyorum ki Sakarya'da tek. Bu benim işimi biraz yokuşa sürecek iş yerimden izin almam gerekecek ama onun için oldukça rahat olacak. Aşama aşama geçecek her yeni şeye. Bu hafta öğle yemeği eklendi. Öyle sanıyorum ki gelişimlerine göre bikaç güne öğle Uykusu eklenir, sonra ikindi yemeği, en Son da kahvaltı.
Velhasıl eğitim öğretim hayatına çok çok erken başladı oğluşum. İnşallah tüm güzellikler hep onunla olur, başarıdan başarıya koşar minik tırtılım :D