30 Mart 2014 Pazar

Yemek Savaşlarında Ateşkes (Devamı)

2. Gün : Kahvaltı sadece tırtıklamaktan ibaretti neredeyse hiç bişey yemeden kalktı, sütüde bardaktan içmeyi sevmediği için yine çok az içti. Öğleyin muz ve muhallebi yedi, şükür ki muz var :) reddetmiyo muz yemeyi. İkindi öğünü arkadaşının doğum günündeydik, 3 lokma poğaça ve yarım dilim pasta dışında bişe yemedi, akşam öğünü tam bi fiyaskoydu, yoğurt ve çorbayı 2 kaşıkta bıraktı, bu kadar çabuk bırakması bende zorla yedirme dürtüsünü uyandırsa da kendimi zor tuttum ve yememesine göz yumdum. Dışarıya çıkmış olmamız sebebiyle yedek yiyecek hazırlamamış olmam benim kabahatim, o yüzden akşam öğünü boş geçti resmen :( bi müddet sonra süt içip yattı. Akşam Sütünü biberonda içmesine izin verdiğim için dolu bi biberon içebiliyor.

3. Gün : Kahvaltı yarım yumurta, 1 kaşık labne, 1 kibrit kutusu Helva ile tamamlandı. Çeşit yedirmekte zorlanıyorum, zeytini reddetti. Yaz gelse de domates salata eklesek. Pekmezi kahvaltı da vermeyi istemiyorum malum kalsiyum çakışması olmasın diye. Sanırım omlet çeşitleri deneyeceğim önümüzdeki günlerde. Öğle Yemeği muhallebi yedi yarım kase. İkindide epeydir aksattığımız pekmez tahin ile bazlama yedi. Demir eksikliği için pekmeze sıkı bı dönüş şart. Akşam öğünü tüm kuralları bozdum ve evden acilen çıkmamız gerektiği için mama sandalyesini TV karşısına koyup çorbasını içirdim, Allah'tan tavuk çorbası sevdiği için zorlama olmadı sadece oyalama oldu :S akşam yine Sütünü içip yattı.

4. Gün : Kahvaltıda Labneyi kaşıklamaktan yumurtayla ilgilenmiyordu bende Labneyi omletin içine ekledim. Çok şükür bi aydır az az yediği omleti eskisi gibi bitirdi ama eski iştah yok, ben çoğunlukla yedirdim. Eskiden ağzına basa basa yerdi. Öğle ve ikindi yemeği yine idare ederdi. TV açmıyor olmamız onun sandalyede oturma süresini epey kısaltıyor tabi. Ama gün içi TV izleme süresi kısaldığı için memnunum bu durumdan. Akşam yemeğinde dün severek içtiği çorbası ağzına 1 kaşık bile almadı, yoğurdu eskiden severdi onu da yemedi. Hiç bişe yememesi beni geri ben onun gerdim. Sakin kalamadım bu sefer, akşam dışındaki öğünleri gün içinde telafi edebiliyo ama akşam yemezse aç yatacak diye içim içimi kemiriyo ve akşam sakin kalmakta zorlanıyorum. Zira bu akşam kalamadım mesela o ağladı ben bağırdım sonra bende üzüldüm, indirdim sandalyeden gönderdim babasının yanına bi süre sonra bizimle 3 5 tane makarna attı ağzına. Bi süre sonra da bi biberon süt için yattı. Bu akşam yememeleri doymadan yatmalar bize gece acıkarak uyanmalarla dönmez inşallah :/

5. Gün : hay ağzımı hayra açaydım gece 12 de kalkıp 5de yattı, süt içti ağladı zıpladı ağladı yaptı kalktı derken bi türlü uyumadı  :( kahvaltıda kendi yemek hevesi çabuk geçti hep ben tıktım ağzına, sandalyede kalkıp kıvranıp durdu, kimisi böyle yapan bebeğe öğünün bitti diyip indiriyormuş masadan ama benim içim el vermedi, bi doğru düzgün yediği kahvaltıya var onuda yarım bırakmak istemedim, öğle öğünü resmen hiç bişe yemedi, gece uykusuzluğun verdiği gerginlik ile yine dayanamayıp kızdım, o ağladı ben ağladım :(

6. Gün : özet olarak resmen bebenin huyuna gitmeye başladım, yemek savaşı verip onu mutsuz etmekten vazgeçtim ama zayıflama işi de sıkıntı olmasın diye biraz sevdiği yemeklere göz yummaya başladım. Örneğin akşam yemeğinde çorbasını patates kızartması eşliğinde yedi. Neyseki kızartma için actifry kullanıyoruz bu da daha az yağda buharda pişmesi demek, (yada en azından ben kendimi öyle kandırıyorum)

7. Gün : bi hafta ne çabuk geçivermiş, zorlamamaya alıştım desem yalan olur, hiç bişe yemek istemediği öğünler gerçekten kendimi zor tutuyorum ama az yemiş olmasına katlanır oldum, demek ki o kadar ona yetti diyorum. Bugünün kandırma yiyeceği poğaça idi. Ama hakikaten güzel de yapmıştım hani. Benim oğlum çok hareketli bi çocuk, belkide gün içinde aldığı karbonhidrat miktarı yaktığını karşılamıyordur diyerek bundan böyle aşırıya kaçmadan bi miktar hamur işini arttıracağım sanırım. Ama bu besin çeşitliliğine sağlamak neyi ne kadar yemeli işi çok kompleks bi iş, ama bu ara önceliğimiz aç kalmasın olduğu için takılcaz artık bişiler :/

2. Hafta : itiraf ediyorum her gün her öğün istediği kadar yesin yapamıyorum :( zorlama yok ama oyalama hat safhada, bak pepee bak pinky derken şaşırtıp hoop lokma ağza :S bide özellikle akşam yemeklerinde patates verir gibi yapıp çorba yedirmek de başka bi yöntem :/ yok yaaa ne kadar yerse yesin yapamıyorum ben :( hele Kilo mu vermiş bu çocuk diyen çevre mensupları iyice sinir bozuyo, neyse ama iyi gelişmeler de var, bardaktan bi yudum  alıp bırakan oğlum artık suyu bikaç yudum arka arkaya içebiliyo, bardakla şansımız yaver gitti suluğu ve biberonu rafa kaldırdık, çok nadir kullanıyoruz, sütü de pipetle içmeyen alıştı bende bi rahat ettim. Malum doğumdan beri biberon yıka kaynat vb işlemler yoğun olarak tarafımdan yapıldığı için gına geldiydi :)
3. Hafta : Tamam itiraf ediyorum çok şükür yanaklarından sıkıp ağzına yemek tıktığım günler geride kaldı, az yiyo, oyalayalarak yiyo, kendi yemek istemiyo ama iyiyiz böyle. Bu hafta da böyle geçti, eğer iştahı azalmaz ise metod olarak böyle devam edecek gibi görünüyoruz.

Özet olanak bu Ateşkes operasyonunda yaptığım en iyi şey mama Sandalyesini kaldırıp hem düşme riskini ortadan kaldırmak hem de masada nasıl yemesi gerektiğini öğretmek açısından ii bi hamle idi. Birde biberondan kurtulmak ii oldu. Onda da hem diş gelişimine katkı oldu hemde benim biberondan yıkama sterilize etme gibi işlerden fenalık geçirmeden yırtmama :) 

14 Mart 2014 Cuma

Yemek Savaşlarında Ateşkes: 1.gün

Bula bula buldugum resme bak, hiç bebek yediren baba olur mu, şahsen ben görmedim :/

Oğlumun tekrar iştahının azalması ve TV karşısında türlü türlü şaklabanlıklar yaparak yemek yedirme iyice moralimi düşürmeye hatta benimde iştahımı kaybetmeme sebep olmaya başladı. Zorla yemek yemenin artık onu da beni de üzdüğünü aramızdaki iletişimi olumsuz etkilediğini farketmemle artık kendime bir dur demenin zamanının geldiğini anladım.
Bu zor olacaktı çünkü hem o artık bebek değil, 2 yaş sendromuna oldukça yakın bi dönemde, ne yapsam ağzımla kuş tutsam yaranamıyorum, hemde onun zayıf olduğu düşüncesi, hep daha fazla yemesini isteme dürtüsü içimde beni yiyip bitiriyor.
Oysaki Kilo olarak persentil değeri %50 lik değer civarında, ki sağlık ocağı da normal olduğunu söyledi, ama yok ben üstünü değiştirirken kaburgalarını görüyorum ya kendime dert ediyorum yine de. E tabi bi de çevreden Aaa zayıflamış sanki nidalarını da duyunca daha da celalleniyorum. Oysa ki okan bugüne kadar bu Son hastalığı dışında hiç Kilo vermedi boyuna gidiyo yavrumun.
Velhasıl özellikle ilerki yaşlarda yani istemediği zaman yemiycem işteeee diye nara atabileceği dönemlerde yemek yemenin onda olumsuz anılar hatırlatması ve onun yemekten iyice soğuması ihtimalin karşı dün akşam itibariyle kendi kendime karar almış ve zorla yemek yedirmekten vazgeçmiş bulunmaktayım. Hadi gazamız mübarek olsun.
Aylar önce çocuğum yemek yemiyor adlı kitabı okumuş çok mantıklı bulmuş ama bi türlü o dürtülerim yüzünden yedirmekten vazgeçememiştim. 3 ayda ne değişti. Baştan beri oynata oynata yemek yedirdigim Bebe bu son hastalıktan sonra ayıla bayıla yediği omleti bile ağzında iki çevirip tükürmeye başladı :( katı gıdaya gectigimizden beri böyle bi sorun yaşamamıştık. Oğluşum o yemeği istemiyor ise tükürmek ağzında tutmak gibi şeyler yapmazdı, istemiyorsa hiç açmaz ağzını almazdı o lokmayı. Üstelik şimdi mama Sandalyesinden kurtulmaya da başladı. Yani gönlü olmadan yemek yedirmek artık tam bir işkenceye döndü. Tabi bu arada benim yıpranan sinirlerimi saymıyorum. Keşke yese de sinirden kendime etsem, ama hem yemiyo hem de geriliyoruz yok yere..
Sonuç olarak zaten yediği bikaç çeşit bişey var  onları doğru düzgün yesin bari diye bu sabah start verdim yemek eğitimine.
Öncelikle mama sandalyesinin tepsisinden kurtulduk. Sandalyeyi alçaltıp yanaştırdım bizim masaya artık adam gibi oturmayı öğrensin. Sonra tabağına yumurtasını peynirini helvasını koydum, verdim eline kaşığı çatalı, (yemek yemeği sevmediği için hep kendim yedirdim sıpayı, arada kaşık versemde hevessiz oldu hep bende üstelemedim) kahvaltı günün En aç saati olduğu için olsa gerek çatalla peyniri tırtıkladı, biraz ondan, 2 lokma omlet, 3 lokma tahin helvası yedi, 2 lokma da ekmek attım ağzına, bi yandan o bi yandan ben ancak bu kadar yedi. Biberon olsaydı galonla süt içerdi ama artık bardağa alışsın diye bardakla verdim 30cc ancak içmiştir. Bu bardak işini sevemedi gitti. Sonra baktım sandalyeden kalkıyor, ye diye zorlamadan dedim doydun sen  diye indirdim masadan, Sandalyeye çıkıp oynamak istese de indirdim tekrar ki yemek saati ile oyunu karıştırmasın. Öğle saati hiç parlak değildi, kıymalı kabak yemeğini istemedi Eşşek, kıymaları ağzından tükürdü :S patates püresinden de 4 tatlı kaşığı yedi bıraktı yine zorlamadım. Öğle uykusundan sonra atladığı öğle öğünü yerine sevdiği bişi vereyim dedim ve muz dilimledim. Biraz çatalla biraz elle hevesle yedi, zaten de açtı :)  bardaktaki sütü yine bikaç yudum içti sadece, bi Bebe bisküvisi kemirdi. Muzun son bikaç diliminde yine Sandalyeye tırmanmaya başladı, indirdim tamam doydun sen diye, indirince ağladı, oturttum belki yemeye devam eder diye ama yok işi gücü oyun, yine indirdim ve bitti muz annecim dedim yine ağladı ama kucağıma alıp mutfaktan çıktım ve sakinleştirdim. Çok daha üstelemedi :) bu yaklaşımımda umarım doğru davranıyorumdur. Tracy Hogg kitabını tekrar gözden geçirdim ve çocuğa 2 kez şans verin tekrar oturtun yemiyorsa yemeği sonlandırın diyordu.
Akşam öğünü daha sakin geçti. Hem ben artık durumu kavramıştım hemde Okanın yemeğe azcık bile ilgi göstermesi beni motive etmişti. Yoğurdu kaşıklamak istedi biraz döke saça da olsa becerdi ağzını bulmayı :)  desenize bunu 10 aylık Bebe bile yapıyo, İtiraf ediyorum bu benim yetersizliğim sonucu gecikti. Ama şunu da kabul edelim ki bakıcı anane babane üçgeninde çocuğa kendi kendine yemek yedirme biraz sekteye uğruyor. Neyse işte akşam yemeğinde o yoğurtla uğraşırken benim aradan brokoli çorbası vermemi geri çevirmedi şükür ki. Küçük bi kase çorba yedikten sonra onu yemeyeceğini düşünerek hazırladığım küp papates kızartmasını çıkardım piyasaya, az yağda kavurduğum için çok sakıncalı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Ondanda parmaklaya parmaklaya yedi. O patatese yumulurken ben yoğurdun kalanını verdim yandan yandan :) az az yedi ama keyifliydi yedi. O da bende rahattık. Patatesi bitmeye yakın yine sandalyeden kalktı 2.kez tekrarladığı zaman yemeği sonlandırdım.  Zaten yediği beni az çok tatmin etmişti. Gece Sütünü de biberonda içti. Böylece ilk günü tamamlamış olduk. Umarım ben sakinliğimi o da hevesini korur.

Sonuç olarak belki yine az yedi ama o da bende birbirimizi üzmedigimiz için daha mutlu olduk. İnşallah hep keyifle yemek yer oğluşum, yedikleri yarar ona da bu kararım yüzünden kilo kaybetmez :)

13 Mart 2014 Perşembe

Çocuğumun hastalandığına mı yanayım, huyunun değiştiğine mi?

Bi anne atasözü şöyle diyor : çocuğumun hastalandığına mı yanayım huy değiştirdiğine mi? Çok doğru gerçekten de. Oğlumla birlikte 2 haftadır hastaydık, yaklaşık bi haftadır iyiyiz ama hastalık öncesi oğlan gitti bana başka bişey Bebe verdiler sanki.

Tüm huyları değişti.
Yemek yok
Uyumak yok
Uykudan çığlık atarak uyanmak
Uyumamak için direnmek
Ağzında yemek bekletmek sonrada dışarı  atmak
Oyuncaklar ile oynamayı bıraktı paso tepemde
Hiç karıştırmadığı dolapları boşaltmak
Mama Sandalyesinin kemerlerinden kurtulmak Tiftik koparma ve yerden toplama, hatta ağzına atma
Odaya girip kapı kapatmak
Sandalyeye tırmanıp masaya çıkmak
Baba evde olsa bile odadan ayrılır ayrılmaz peşimden koşuyor

Her dönem yeni huylar edindi tabi, sonuçta çocuk bu robot değil. Ama hiç böyle aniden toplu değişim yaşamamıştık bu yüzden ağır geldi galiba bana :(

Havaların ısınmasını bekliyorum, benim oğlan gezme meraklısı belki enerjisini boşaltır rahatlar diye bol bol gezmeyi planlıyorum.

Tabi hepsini geçtim bi uyku bi de yemek esas Problem. Gece uyanıp çığlık atarak Ağlaması beni cik yıprattı, uykusuz iken ne ben mutlu oluyorum ne de onu mutlu edebiliyorum doğal olarak. Çok şükür bu gece ağlamalarımız oldukça azaldı. Bu konuda canın arkadaşım kereminim.blogspot.com tavsiyesi ile kıtmir duasını okuyorum oğluma, Allah'ıma şükür iyi geldi, aytenim den Allah razı olsun hızır gibi yetişti :)

Şimdi yemek olayı için çözüm arıyorum ama bu işin tek yolu aman aç kalmasın diye zorla ağzına yemek tepmeyi bırakmak. E bu da benim için zor olacak zira okan açken bile yemek istemez huysuzluğa vurur bende ilk öğünden pes eder yine tepme usulü yemek yedirmeye dönerdim . Ama artık o da böyle yemek yemekten sıkıldı bende böyle yedirmekten. Böyle devam edersem günü kurtarıp karnını doyuracağım ama biraz daha büyüdüğünde yemeyi sevmeyen bi cocuk olacak ve yedirmek şimdiki gibi elini tutup ağzına kaşık sokmak kadar basit olmayacak. Bu akşam itibari ile kendimi biraz tutup oğlumun açlık hissini uyandırmaya çalışacağım. Meselâ yaklaşık 20dk once akşam yemeği için masadaydık ilk lokmayı bile ağzından tüküren oğlumu sandalyeden indirdim tekrar oturmak istedi oturttum baktım sandalyede oynuyo bıraktık Mutfağı çıktık, yarım saat sonra tekrar deneyeceğiz. Eşinin yine yemeyecek ama bu sefer kararlı olmalıyım :/ Rabbim yardım eder inşallah

5 Mart 2014 Çarşamba

Nerden başlasam, nasıl anlatsam?

Crazy


3 buçuk aydır evdeyim, dönem dönem oğluşum beni zorladı evet ama bu sefer ki başka oldu, Allah beterinden saklasın ama 2 yaş sendromumu geliyor nedir? Eşim geçenlerde okanın mama sandalyesini normal sandalye gibi tepsisini çıkarıp masaya yanaştırmış olduğumu görünce "hergün yenı bi icat çıkarıyorsun oğlanın başına" demesiyle döndüm bi baktım şu evde olduğum zamana. Aslında evde olmakla ilgiside yok sadece evde olmak akışı biraz daha hızlandırıyor, sonuç almayı da tabi. Çünkü çocuğa bakan 2. Hatta 3. Kişiler yok, kafası karışmayan çocuk daha olumlu sonuç veriyo. Ee baktım son zamanlara da ne gördüm :
Emzik işi bitti, evet bırakış o bırakış çok şükür yaşı çok büyük olmadığı için aklına gelip de isteme gibi bişi yapmıyo, en büyük faydasını Grip olduğunda gördüm, çünkü burnu tıkalı iken hem emip hem nefes alamadığı sıra uyuyamıyo iyice asabileşiyordu. Tabi bi diğer faydası da uykunun ortasında düşen emziği bulamayan Bebe anneyi uyandırmıyo artık, dönüyo totosunu öteki yana yatıyo aşaa :)
İştahsızlık düzelmeye başlamıştı (yeniden bozuldu hastalık dolayısı ile) kan tahlili yapıp ona göre vitamin başlayalım desek de okan kendini yırttı ama kan vermedi dr umuzda başlayalım madem, bide öyle gözlemleriz diyince balık yağı + çinko verdi. Sonradan nette araştırdım çinko eksikliği iştah tat alma problemine sebep oluyormuş. Bizde ilaçları kullandıkça Okanın yeni tatlara açık olmaya başladığını farkettik. Mesela hiç yemediği elmayı yedi. Çok da farklı bi meyvedir ya kendisi benim oğlum yemezdi işte. Tam bi elmayı yemese de bi dilim yiyo ağzından atmıyo çok şükür.
Odayı ayırdık, ben çok düşkünüm Okana, nefes sesini duymadan rahat edemem, tek yatamaz, üşür orda, odası koridorun taaaaa öte ucunda (6 adım mesafe!) gibi bahaneler ile sürekli ertelesem de bi gün geldi canıma tak etti. Tüm gece boru gibi horlayan eşim  sabah saat 7de  dolabı şangırtttt diye açarak askıları birbirine vura vura gömlek seçerek, üzerine birde ışığı açıp "hayatım şu kravatı bağlasana" diyerek o son damlayı da damlattı. Onu işe yolladım uyanan bebeyi yedirdim ve hemen işe koyulup park yatağı topladığım gibi odasına götürdüm. Odur budur kendi odasında sıpam. 1ayı geçtim sanırım. Geceleyin hala uyanıyor, odasına gidip pışpış yapıyorum ama en azından uyuduğu saatler eşimin horultusu vs onu uyandıracak diye gerilip kendi uykumu kaçırmıyorum.
Ankara'ya gittik, göz kontrolü iyi geçti çok şükür, 6 ay sonra tekrar gideceğiz. Bu ziyarette okan daha bilinçliydi. Teezee diye teyzesinin peşine koştu durdu :)
Son olarak bi buçuk hafta önce Hastalandık ve ne olduysa o zaman oldu. Ama yazı çok uzadı, onu da bebemin rahat verdiği başka bi zaman başka bi postta anlatırım ;)